“-Marka nedir?
Muhtemel müşterinin zihninde yer etmenizi sağlayan benzersiz bir fikir ya da konsept. Bu kadar basit ve ve bu kadar zor işte.”
Herkesin herkesten ve herkesin her şeyden kolayca vazgeçtiği bir çağda yaşıyoruz. Sözlerden, kurallardan, hayallerden… ve elbette markalardan vazgeçiyoruz. İşte bu vazgeçme çağında markaların hayata tutunabilmeleri için 22 altın kuraldan bahsediliyor. Kitapta unutmamak üzere altını çizdiğim satırları sizlerle de paylaşmak isterim.
Keyifli okumalar.
-Pazarlama, muhtemel tüketici zihninde marka inşa etmek demektir.
-Güçlü bir marka inşa etmek için güçlü bir pazarlama programı da olmalıdır.
-Pazarlama marka yaratmaktır.
-Markalama ürün ya da hizmetin ön satışını sağlar.
-Tüketiciler markaların dar bir alanda faaliyet göstermesini, tek ve kısa bir kelimeyle ayırt edilebilir olmasını istiyorlar.
-Tüketici zihninde gülü bir marka imajı yaratmak istiyorsanız markanızı daraltmak zorundasınız. Uzun vadede markanızın yayıldığı alanı genişletmek, gücü azaltacak ve imajı zayıflatacaktır.
-Hedefleri daraltın. (Nişe odaklan!)
-Bir markanın doğuşu tanıtımla başlar reklamla değil. Peki tanıtım nasıl yaratılır. En iyi yol ilk olmaktır.
-Bir marka inşa etmek istiyorsanız, markalama çalışmalarınızı muhtemel tüketicilerin zihninde bir kelimeye sahip olmaya odaklanmalısınız. Başka kimsenin sahip olmadığı kelimeye.
-Referanslar performansınızı garanti etmek üzere markanıza koyduğunu onay damgaları gibidir.
-Uzmanlaşmak ve iyi bir isme sahip olmak elele gider.
-Bir kategoriyi herkesten önce yaratarak ve agresif biçimde geliştirerek, hem güçlü markaya hem de hızla büyüyen bir pazara sahip olursunuz.
-Markanın sağlıklı rakibi memnuniyetle karşılanmalıdır. Çünkü o her zaman pazara yeni müşteri getirir.
-Amaç bir marka ailesi yaratmak değil, farklı markalardan bir aile yaratmak. Aliterayon marka ailesinin lanetidir.
